İÇİMİZDEKİ KÜÇÜK KIZ
3/17/2016
İtiraf edelim hepimizin içinde küçük bir kız çocuğu vardır. Bu kimileri için tam yerini bulan bir benzetmedir, kimilerinin ise gerçekten içinde küçük bir kız vardır! Mesela benimki şu an karşımda oturmuş, dudaklarını yay gibi germiş, kaşlarını kaldırmış, gözleri güya başka yöne bakıyor, kollarını önünde kavuşturmuş, bir ayağını ha bire sallıyor. En muzip ve suskun hal. Hele bir konuşmaya başlasın...
Erkekleri bilemem, içimde küçük bir oğlan çocuğu var diyen pek yok sanırım. Onlar, olsa olsa içimde benden daha büyük bir adam var der. Çocuk filan ne, delikanlıyı bozar böyle şeyler yaklaşımı tanıdıktır. Hayatlarının her evresinde bu felsefenin izleri görünür. Oysa içimizde küçük bir kız var dediysek, hiç de çocukça şeyler yapmaz. Sadece yapabileceklerinin sınırını, doğallığını ve çocuk safiyetinde hep sevgiyi hatırlatır durur. Korkulacak, çekinilecek hiç bir şey yok...
İçimizdeki küçük kızın ya da çocuğun sadece kadınlara özgü bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. Çünkü yoğun şefkat duygusu, yaradılışına annelik de konulan kadına özgü bir durum. Karşılık beklemeden, ölümüne yavrusunu düşünen anne, içinde bunun en taze halini yaşayan bir çocuk da barındırıyor. Anne olsun olmasın, her kadında mevcut bir potansiyel bu. Sonuçta, yaradılışı ilahi bir yazılım gibi düşünürsek, Allah her kadına bu duyguyu vermiş. Biraz kendimizi dinledik mi, keşfediyoruz. Belki bu yüzden bazı hallerimiz hep küçük kız çocuğu modunda. Bakınız, kendinize, annenize, anneannenize...
Yalnız son zamanlarda, bu küçük kıza bu kadar yüklenilmesine bozuluyorum. Yaşayanlar bilir, içindeki küçüğü keşfedip onunla dost olanlar enerji, sabır, pozitif yüklü dinamo gibidirler. Zamanla bu, gelen gidenin kendini şarjladığı bir istasyon haline sürükler sizi. İstemediğiniz bir göreviniz olmuştur, beklediğiniz tebessüm ve sıcaklık da yoktur. Artık siz bir vericisinizdir. İçinizdeki küçük yorulmuştur, sizin hatırınıza belli etmez ama çocuk işte yorgunluğa dayanamaz. Ve en umulmadık zamanda yığılır kalır. Dışarıdakileri unutup kendi derdinize düşersiniz, yavaş yavaş geri çekilirsiniz. Öyle ki, -bu diyarlardan gitmeli- kıvamında bir kaçışa dönüşür.
Hiçbir şey bitmez, tükenmez değil. İçimizdeki çocuğa da fazla yüklenmemek lazım. Hep masum ve bir şeyler vermeye, paylaşmaya hazır küçük kızı küstürmemek gerek. Ya da bir zırh üzerimize, şöyle en sağlamından. Hak edenler ve hissedenlere kalsın çocuk ruhumuz...
8 yorum
içimizdeki çocukla dost gibi yaşarsak o zaman huzur buluruz buna hep inandımmmm ;)
YanıtlaSilAklın yolu bir, ben de bu kafadayım. Çoğumuz öyleyiz de, daha çok yaklaşanlar samimiyeti ilerletiyor...
YanıtlaSilÇok haklisin küçük kızı küstürmemek lazim yoksa hem biz hem de yakınlarımız küçük kızdan mahrum kalirlar
YanıtlaSilYoruluyor ama vaçgeçmiyor, aynı bana benziyor. İyi ki var...
YanıtlaSilSanırım içimdeki küçük kız bir yerde peşimden gelmekten vazgeçti. Onu yeniden bulmak için geri dönüyorum.
YanıtlaSilHayır, o bırakmaz. Bir yerlere dalmıştır. Şimdi yolda karşılaşırsınız...
YanıtlaSilBen de acaba bir hastalığım mı var diyordum. Ama o küçük kızla olmak güzel.
YanıtlaSilYok, çok iyisiniz. Bir tatlı huzurun, tatlı kısmı ona mı ait acaba? Sevgiler.
YanıtlaSil