İLAÇLAR SAĞLIKLI MI?!...
2/27/2016
Sağlık için kullandığımız ilaçlar ne kadar sağlıklı? Bitmeyen ar-ge çalışmaları, o aslında öyle değil böyleymiş türünden sayısız açıklamalar, makaleler yayınlayan bilim adamları, zararı faydasından çok ilaç çeşitleri konusunda pek gocunmuşa benzemiyorlar. Belki de bundan o kadar da rahatsız olmayan dev ilaç firmalarının ceolarıdır...
Bazen küçük bir kitapçık kadar uzun olan ilaç propektüslerini hangimiz elimizde tutup da, "acaba" deyip duraksamadık? Ya da özellikle çocuklarla ilgili doktor tavsiyelerinde, "Hemen antibiyotik kullanmaz, çok tecrübelidir, güvenebilirsin."
demedik birbirimize... Bir dönem iyilik perisi muamelesi gören aşıların, bir süre sonra biyolojik silah gibi algılanması, ebeveynlerin yaşadığı tedirginlik, sağlık gibi önemli bir konu için biraz fazla değil mi? Belli dönemler bu sorular güncelleniyor, ama yine "Ya Bismillah" deyip ilaçlar alınıyor.
Tüm bunları tekrar düşündüren, Roaccutane adlı ilaç oldu. Yıllardır tanıdığımız ve güvendiğimiz doktorumuz akne tedavisi için bu ilacı önerdi. Bu son aşamada önerilen bir tedavi yöntemi. Tedavinin öncesinde ve sürecinde kan tahlilleri ile değerler takip ediliyor, çünkü karaciğeri yoran ve kolesterolü arttıran bir ilaç. Depresyon, büyüme hormonlarına etkisi, kan değerlerini bozması ise diğer yan etkilerini unutturacak kadar düşündürücü. İlaçla ilgili bilgi almak için bir araştırma yapayım dediğinizde ise gözlerinizi kocaman açıp moda deyimle -yok artık- diyorsunuz. Madem bu riskler var, yok artık...Bazı şeyler grip gibidir deyip vazgeçtik, "ilaçla bir hafta, ilaçsız yedi gün"...
Hepimizin küçük bir defteri mi olmalı acaba? Anne notları...Küçükken hasta mı oldum? Sırta kupa çekilir, tentürdiyotla kafes şekilleri çizilir pamukla, (hasta hasta gülmek de tedavinin bir parçası mı bilmiyorum ama işe yaradığı kesin)
burun delikleri vickslenir, birazda göğüse sürülüp doğru yatağa... Şimdilerde ben, bir çay kaşığı toz zencefil ile bir tatlı kaşığı balı macun yapıp veriyorum. Limon ve tuz karışımı ile gargara ikinci sırada. Buna benzer bilinen yöntemlerle, dayanabildiğimiz noktaya kadar doktor ve ilaç konusunda ağırdan alıyoruz. İlaç konusu o kadar önemli ki, -Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak - misali... Acaba iyi gelir mi? Yan etkileri yarın öbür gün beni hasta etmesin! Bu ilaçlar sağlıklı mı?!...
Kainat Eczanesinden Bir Reçete
Kainat eczanesi cömert, bereketli şifa kaynakları sunuyor. Kimyasal ilaçların da özünün tabiattan olduğunu düşününce, insanoğlunun yararlı ve doğal olanı bozmadaki mahareti de şaşırtıcı boyutlara ulaşıyor. Her şeyde olduğu gibi aşırıya kaçmadan, bilinçli olmaktan başka çaremiz yok. İşte bildiğimiz arpa, ister pazardan ister köyde tarlası bahçesi olan bir yakından, bir kenara biraz koymakta fayda var... Zararı yok faydası çok reçete...
Bir miktar kabuklu buğday veya arpa kırılmış olanlarından ayıklanarak, yıkanır ve ıslatılır. 3 saat suda bekletildikten sonra süzülerek üzerine ıslak bez kapatılır. 24 saat sonra filizlenen buğday (veya arpa) yıkanarak bal ile aç karnına sabahları 2-3 çorba kaşığı yenir. Sivilcelerin azalmasına, cilt renginin açılmasına, saçların gürleşmesi ve çoğalmasına yarar. Kan üretimini düzeltir, bağışıklık sistemini güçlendirir, hormonal dengeyi sağlar.
3-5 gün bekletildiğinde epeyce uzayan buğday filizleri, geçmeyen yaralar için mükemmel bir ilaç. Çimlenmiş buğday filizleri ile beraber dövülür, temiz bir bez içine yerleştirilerek yaraya konur. Bu merhem günde 2 defa değiştirilir. Çimlenmiş buğdayın bu denli etkili olmasının sebebi, oğulcuk oluşumu ile birlikte ortaya çıkan enzimler ve kök hücresi.
Roaccutane ilacını kullanmaktan vazgeçtik. Yeni reçetemiz, kainat eczanesinden arpa. Şifa olur diye umuyoruz ama zararlı olur diye hiç korkumuz yok evvelAllah...
0 yorum